• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

NADİR ESERLER MÜZAYEDESİ

Nadir Eserler Müzayedemize 17.10.2022 saat 20:30'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 20:31 itibariyle Canlı Müzayede başlayacaktır.

Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %15, KDV oranı ise %18'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 iş günüdür LÜTFEN  ÖDEME SÜRESİNİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK PEY VERİNİZ.

Müzayedemizde beğenilerinize sunulan eserlerin, konularında uzman danışmanlarımız tarafından ekspertizi yapılmakta ayrıca, 2863 sayılı "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"na göre T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müze uzmanlar (Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Türbeler Müzesi, Ayasofya Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi) tarafından kontrol edilerek onaylanmaktadır.

Lot: 217 » Antika Kitap

Çok nadir bir Anadolu-İran seyahatnamesi

Amédée Jaubert, Voyage en Arménie et en Perse fait pendant les années 1805 et 1806. Accompagné d'une carte des pays compris entre Constantinople et Téhéran. Suivi d'une Notice sur le Ghilan et le Mazenderan par le colonel Trezel. Et orné de planches lithographiées, Pélicier et Nepveu, Paris, 1821. xii, 506 s., [1], 8 taşbaskı (10 olmalı) levha ve katlanır harita eksik, cilt haliyle. Pierre Amédée Jaubert (1779-1847) Fransız diplomat, akademisyen, şarkiyatçı, çevirmen, politikacı ve gezgindir. Napolyon Bonaparte’ın şarkiyat konusunda gözde danışmanı ve aynı zamanda tercümanıdır. Mısır Bilimleri ve Sanat Enstitüsünün bir üyesi olan Jaubert, 1798-1799’da Mısır seferi sırasında Napoleon’a tercümanlık yapmış, Paris’e döndükten sonra da hükümette çeşitli görevlerde yer almıştır. 1802’de Horace Sébastiani de La Porta’ya Doğu görevi boyunca eşlik etmiş, 1804’de Osmanlı İmparatorluğunda bulunduğu zaman zarfında Sébastiani’ye İstanbul’da yardımcı olmuştur. 1805’de “Jaubert Misyonu” adı altında Şah Fat’h Ali ile ittifak düzenlemesi için İran’a gönderilirken yolda Doğubeyazıt Paşası tarafından ele geçirilip 4 ay boyunca bir zindana hapsedilmiştir. Paşa’nın ölümüyle birlikte gitmesine izin verilen Jaubert bu sayede görevini başarıyla tamamlar ve 1807’de yeniden Varşova’da Napoleon’un yanınadöner. Napolyon’un çöküşarifesinde Jaubert İstanbul’a maslahatgüzar olarak atanır. Diplomatik kariyerinin sona ermesi ile birlikte hükümetin yardımlarınıulaştırmak üzere Tibet’e biryolculuk düzenler ve Fransa’yadönüşünde beraberinde 400 taneKeşmirkeçisi getirerekbunların tanıtımınısağlar. Jaubert hayatının geri kalankısmını yazarak ve öğreterek geçirmiştir. Journal Asiatique’deki yazılarının dışında müzayedemizde sunulan kitabı yayınlanmıştır. Kitapta bölge halklarından Kürtler, Ermeniler, Türkler, Yezidiler ve geçilen yerlerden Erzurum, Doğubeyazıt, Erzincan ve Van gibi yerler hakkında bilgiler bulunmaktadır.

Detaylar
Lot: 223 » Antika Kitap

Topkapı Sarayı'nda yaşam

Jean-Baptiste Tavernier, Nouvelle Relation de l’Interieur du Serrail du Grand Seigneur, Contenant Plusieurs Singularitez Qui Jusqu’icy N’ont Point Este Mises en Lumiere, Paris, MDCLXXIX [1679]. 564, [3] s., kırmızı maroken deri cildinde, yaldız süslemeli, çok iyi durumda.16x10 cm.
Tavernier, İstanbul’a ilk olarak 1631 kışında geldi ve bir yıl kaldı. Tavernier’in payitahttaki bu bir yılı, İstanbul’un kapıkulu eylemlerine sahne olduğu, sarayı basan azgın zorbaların veziriazamı parçaladıkları, “Padişaha sözümüz vardır!” bağırışlarıyla, 4. Murad’ı ayak divanına çıkarttıkları kritik bir evreye rastlar. Tam altı kez Doğu yolculuğuna çıkan, iki kez de İstanbul’a gelen Tavernier’in basılan ilk eseri müzayedeye sunulan kitaptır. Tavernier’in anlatısında Divan-ı Hümayun, arz odası, saray hastanesi, küçük ahırlar, mutfaklar, hadımağaların ve içoğlanlarının koğuşları, hamamlar, hazine dairesi, kiler, doğancıbaşının koğuşu, hasoda, harem dairesi ve hasbahçe hakkında çok ayrıntılı bilgi vardır. Tavernier, anlatılarını, Topkapı Sarayı’nda içoğlanlığı yapmış iki kişiden dinlediklerine dayandırmıştır: Sarayda elli yıldan fazla içoğlanlığı yapıp hazinedarbaşılığa kadar yükseldikten sonra, gözden düşerek Bursa’ya sürgün edilip oradan Hindistan’a kaçtığını söyleyen Sicilyalı bir devşirme ile yine sarayda on beş yıl içoğlanlığı yapmış bir Parisli... Ama herhalde eski içoğlanlarından dinlediklerinin yeterli olmayacağı düşüncesiyle, Fransa elçisi Marcheville’in, İstanbul’da huzura kabulü sırasında maiyetine katılarak saraya girmiş ve saraydaki yaşamı gözlemleyebilmiştir. Tavernier, “Büyük Efendi”nin sarayını anlattığı yapıtını, “Haşmetli Efendim” hitabıyla başlayıp “Çok aciz, çok itaatkâr, çok sadık, size çok borçlu hizmetkârınız ve kulunuz Tavernier” imzasıyla noktaladığı bir takdim yazısıyla Fransa’nın Güneş Kralı Louis XIV’e ithaf etmiştir. Bilimsel bir seyyahın aletlerine ve gözlem gücüne sahip olmadığı için Fransız edebiyatçısı Samuel Chappuzeau’nun yardımını almış ve 1. ve 6. seyahatlerinde elde ettiği bilgilere yer veren bu kitabı yayınlamıştır. Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689), Parisli bir seyyah ve Hindistan-Fransa ticaretinin öncülerindendir. Babası ve amcası haritacı olan Tavernier onların etkisiyle seyahat etmeye karar verdi. Tavernier, Regensburg’da Peder Joseph’in yardımlarıyla Doğu Akdeniz’e yolculuk eden bir seyyah grubuna katılmayı başardı ve onlarla birlikte 1631’de İstanbul’a vardı. 11 ay burada kaldıktan sonra Tokat, Erzurum, Erivan ve İran’a geçti. Bu ilk seyahatinde gittiği en uzak yer İsfahan’dı. Bağdat, Halep, Malta ve İtalya’yı da gezerek 1633 yılında Paris’e geri döndü. 1638-43 yılları arasında 2. Yolculuğunu gerçekleştirdi. Bu yolculuğunda Halep’ten İran’a, oradan da Hindistan’a geçen Tavernier Agra ve Golkonda’ya kadar seyahat etti. Bu seyahatinde Moğol İmparatorluğuna ve elmas madenlerine yaptığı seyahatlerle büyük oranda değerli taşa sahip olan Tavernier önemli bir tüccar haline geldi. Müşterileri arasında Doğu’nun en önemli prenslerinin dahi bulunduğu Tavernier, bu 2. Seyahatinden sonra 4 seyahat daha yaptı. Son 2 seyahatinde Hindistan’ın ötesine seyahat etmedi, ancak bu yolculuklar sayesinde Doğu ticaretine ve ticaret yollarıyla ilgili bilgisi çok üst düzeye çıktı ve Doğu’nun en önemli insanlarıyla dostluk ilişkileri kurdu. Bu ilişkiler ona büyük bir servet ve ün sağladı. Rahat ve mutlu bir yaşantıya sahip olan Tavernier, bu yıldan sonra kralın isteğiyle gezilerindeki gözlemlerini kaleme almaya başladı.

Detaylar
Lot: 225 » Antika Kitap

Pierre Gilles, P. Gyllii de Constantinopoleos. Topographia lib. IV. Lugduni Batavorum [Leiden], Ex officina Elzeviriana, 1632. 422, [6] s, [1] gravürlü başlık sayfası, 11.5 x 6 cm, vellum deri cildinde. Pierre Gilles’in Boğaz’ın Trakya kısmını tanıtan bu eseri, ilk olarak 1561’de Lyon’da, ikinci kez Leiden’de basılmıştır. Pierre Gillus (1490 – 1555) Doğabilimci ve gezgindir. Yunanca ve Latince öğrenim gören Gilles, Akdeniz ve Adriyatik balıkları konusunda yapmış olduğu araştırmalarını 1533’te Lyon’da yayımlayarak, Kral I. François’e sundu ve ondan antik medeniyete tanık olduktan sonra barbarların elinde düşen ülkelerin keşif ve tasvirini yapabilmek için yardım istedi. Öneriyi kabul eden I. François’in Gilles’i Osmanlı ülkesine göndermiş olduğu söylenir. Söylentiye göre Anadolu’yu gezerken parasız kalan Gilles İran seferine giden Osmanlı ordusuna katılmış. O dönemde Anadolu’yu tek başına gezen, üstelik 60 yaşında bir Avrupalının Osmanlı ordusuna alınması inandırıcı gelmemekle birlikte, İran seferine katılan Fransa Elçisi Gabriel d’Aramon ve maiyetinin 1548-1549 kışını Osmanlı ordusuyla birlikte Halep’te geçirirken Gilles’i orada askerlerin arasında bulup yanlarına aldıkları da bir gerçektir. Buradanheyetle birlikte Ocak 1550’de İstanbul’a gelenGilles, bir yıl sonra yine d’Aramon’labirlikte Fransa’ya dönmüştür. Gilles’in İstanbul’a ilk gelişinin tarihi bilinmiyor. Osmanlı ordusuna katılmasıyla o ana kadar toplamış olduğu bilgi ve malzemelerin kaybolduğunu yazar. Gerçekten de kitaplarında verdiği bilgiler yalnız İstanbul’a ait olduğundan bunların Ocak 1550-Ocak 1551arasında toplanmış olduğunu düşünebiliriz. Ancak verdiği bilgilerden 1547’den beri İstanbul’da bulunmuş olması gerektiği anlaşılıyor. Gilles’in projesi antik dönem ve Bizans dönemi hakkında bilgi vermektir ve projeyi ancak İstanbul için gerçekleştirir. Fakat bu konuda verilen ayrıntılı bilgiler, eski bina ve anıtları tespit ve yerleştirme çabaları onu gününün İstanbul topoğrafyası ve binaları için bilgiler vermeye zorlar. Böylece yazıları, 16. yy ortaları İstanbul’u için çok önemlidir. Yazar, İstanbul’un topoğrafyasından yola çıkarak ve kenti tepelere ve vadilere ayırarak sistemli olarak gözden geçirir, her bölgeyi tasvir eder. Gilles, zamanında hala görülen Bizans kalıntıları konusunda da ilginç bilgiler verir. Bundan başka Gilles Küçük Ayasofya’dan, Balık Pazarı’ndan, Çemberlitaş’tan, Tavuk Pazarı’ndan, Langa’dan ve Saraçhane çarşısı’ndan söz eder ve Fatih Camii’ni ayrıntılı biçimde anlatır. Dönüşünden sonra Roma’ya yerleşen Gilles orada öldü. Kitapları ise 1561’de latince olarak Topographie Constantinopoleos et de Illius antiquitatibus libri quatuorve de Bosphoro Thracio libri tres adlarıyla Lyon’da yayımlandı. Blackmer 687.

Detaylar
Lot: 243 » Antika Kitap

İstanbul koleksiyonundan önemli bir referans kitap

H[arrison] G[riswold]. Dwight, Constantinople Settings and Traits, Harper & Brothers, New York and London, 1926, xxiv, [2], 581 s, 150 fotoğraf, ex-library, 23 x 15 cm, bez cildinde. Çoğu başka hiçbir yerde yayınlanmamış 150 fotoğrafla İstanbul. Harrison Griswold Dwight (1890-1959) İstanbul doğumludur. Robert College’de ve Amherst College’de tahsil gördü. Versailles’de Savaş Konseyi’nde çevirmenlik, Paris Barış Konferansı’nda sekreterlik yaptı. Devlet Bakanlığı’nda protokol görevlisi olarak çalıştı. Eserleri arasında Constantinople, Old and New (1915), Stamboul Nights (1916), Persian Miniatures (1917), the Emperor of Elam and Other Stories (1930) isimli kitaplar bulunmaktadır. Harper’s Monthly, the Atlantic Monthly ve National Geographic’de çeşitli makaleleri yayınlanmıştır. Dwight’ın müzayedemizde sunduğumuz bu kitabının metni ilk baskısı farklı bir adla basılan Constantinople Old and New (1915) ile aynıdır. Dwight doğum uzun yıllar yaşadığı İstanbul’u kitabında oldukça hoş bir dille anlatmıştır. Çarşılarıyla, pazarlarıyla, hamamlarıyla, sokak satıcılarıyla, Pera, Haliç, Köprü, Mısır Çarşısı, Boğaziçi,Müslüman ve Rum adetleri, sokakları süsleyen asmalar, mor salkımlar veakasyaları ile İstanbul çok canlı bir üslupla okuyucu ile buluşturulmuştur. Bu bölümde İstanbul’un kahve kültürü dünü ve bugünü ile ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Yüzyılın başındaki İstanbul’u bol göresel malzeme ile tüm yönleri ile tanıtan bu kitap müzayedelerde her zaman rağbet gören önemli ve seçkin bir İstanbul kitabıdır. Daha önce farklı bir başlıkla (Constantinople Old and New, New York, 1915) ismiyle basılan eser gözden geçirilerek yeni bir başlıkla tekrar basılmıştır. Çoğu hiçbir yerde basılmamış 150 fotoğrafa yer veren eserin sonuna bir de İstanbul bibliyografyası eklenmiştir. Amerikan anlayışına göre oldukça ilkel olarak tanımladığı İstanbul evlerini ve evlerin numarasız oluşunu sokaklara isim verilmeyişini buna rağmen bir adres sorununun yaşanmamasını şaşkın bir ifadeyle aktaran yazar İstanbul’un özellikle günlük yaşamı üzerine yoğunlaşmıştır. Dwight İstanbul’da ramazanı “Güneşin gökyüzünde olduğu sürece gerçek müminlerin dudakları arasından hiçbir yiyecek veya içecek maddesi geçmez. Bir sigaranın tatlı avuntusuna bile müsade edilmez. Ancak batışını haber veren topun ateşlenmesinden bir beyaz saç telinin siyahından ayırt edilebildiği aydınlığa kadar yiyip içilir” sözleriyle anlatıyor.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 7
sonraki